7 Haziran 2015 Pazar

Kabullenmişiz mutsuzluğu

"Kimsenin hayatı mükemmel değil", ne kadar avuntu yüklü ve klişe bir cümle! Adeta başka hayatlarla kendi hayatımızı kıyaslar olup, başka insanların sorunları ile içimizi rahatlatır olmuşuz. "He tamam ya, diğer insanların da hayatı mükemmel değil, şu kişinin de sorunu var, oh içim rahatladı, bu dünyada bu problemi yaşayan bir ben değilim." Resmen diğer insanların da dertlerinin olması bizim avuntumuz olmuş. Bu dünyada bu derdi çeken onlarca kişi var, o zaman bu normal bir durum algısına kapılıp, dertleri ve sorunları kabullenir olmuşuz. Herkes bunları yaşıyor, o zaman bu durum normal düşüncesi yüzünden kimse çözüm odaklı yaklaşmıyor olaylara.

Bir derdin, sıkıntın ya da endişen olduğunda: "amaaaaann, herkes yaşıyor bunları, çok dert etme." Oh ya nasıl rahatladım, herkes aynı derdi çekiyor diye benim derdim dert olmakta çıktı(!) Bir de herkes aynı şeyleri yaşıyor ya, senin probleminin ne kadar can yakıcı olduğu kimsenin umurunda değil. Herkesin başında problemler olduğu için normal olarak karşılanıyor her durum. Kimse senin ne düşündüğünü, ne hissettiğini, o derdin senin ruhunda nasıl yaralar açtığını önemsemiyor. Önemseyemiyor. Çünkü robotlaşmışız. "Kim bilir senin gibi ne insanlar var şu dünyada" deyip, derdine derman oluyor sevgili insanlarımız(!) "Bu bir tek senin başına gelmiyor." Valla rahatlıyorum bu cümleyi duyunca(!) Oh ya bi benim başıma gelmiyormuş, tamam o zaman üzülmeyeyim ben.

İnsanlar o kadar bencil, o kadar yıkıcı ki, geniş penceren bakıp olayları gözlemlemek ve çözüme ulaştırmak yerine sorunları kabulleniyorlar ve bir süre sonra bunları normal durum olarak algılıyorlar. Herkesin başına geliyormuş deyip sorunları çözmek ve işleri rayına koymak yerine kendi hayatlarını dışarıdan bir göz gibi izliyorlar. Sonra mutsuzuz. Sonra öfkeliyiz. Kabullenmişiz  yani mutsuz olmayı, dertlerle iç içe yaşamayı...