25 Haziran 2014 Çarşamba

Soğuk kahveyi sırf onun yüzünden sev


Bedelini ödüyoruz her şeyin, merak etme günahsız bırakmazlar seni. En iyisinin sırat köprüsünde ayağı kayar. Sana düşen şey düşmemeyi öğrenmek. Öğrenemeyeceğini bile bile çabalamak. Sezen’in söylediği gibi: "Masum değiliz hiçbirimiz."


İnsanın değerleri olmalı, her değer sizi bir adım ileri götürür. Katı kurallarınız olsun bazen. Öyle bir kuralınız olsun ki; dünya dikilse karşınıza vazgeçmeyin. Aptal olun demiyorum, inatçı olun demiyorum. Doğru yaşayın, doğru yaşamak insandan pişmanlık duygusunu alır.


Hayat bir bütündür ve geçmiş asla geçmişte kalmaz. "Sence ne önemi var geçmiş zamanlarımın?" diyen insandan korkarım ben. Senin geçmişini bir başkası yaşamadı ki? Sen yaşadın ve sen kendi yaşadığın her şeyden sorumlusun. Geçmiş geçmişte kalmaz. Çizgiler geriye doğru birleşir.

Yazıyı toplamak gerekirse, bence gerekmez bırak dağınık kalsın. Bugün git korkularınla yüzleş, gerçekler zaten hayatın içinde. Yürüyebildiğin kadar yürü, sevebildiğin kadar sev. Sonra bir kahve iç ama herkesle kahve içilmez, unutma. Sadece âşık olduğun insanla kahve iç. Onu izlerken kahven soğusun, soğuk kahveyi sırf onun yüzünden sev.

Ve unutmadan her yazıdan kendine bir cümle ayır.

16 Haziran 2014 Pazartesi

Gitmeyi öğren, kalmayi değil!

En büyük hatayi nerde yapıyoruz biliyor musun ? Gitmemiz gerektiği yerde kalmayi seçerek. Bazen canın acısa da, kanata kanata gideceksin. Bırak kanasin, daha çabuk kabuk bağlar yaran.  


Çok yanlış yerlerde kalmaktansa yanlış yerlere gitmek hep daha iyidir. Sen gitmen gerektiği yerde kalırsan ne kendini mutlu edersin ne karşındakini. Gururunu ayaklar altına alırsın. Bence gurur aşktan önce gelmeli. Basın dimdik olsun. Senin hak etmeyen birinin önünde de asla egilmesin.  

Belki çoktan yol alma vaktin geldi, belki başka yolculuklarda bekliyor seni mutluluk ne biliyorsun? Ne biliyorsun gittiğinde daha mutlu olmayacağını, belki sadece körü körüne birinde kalmak seni mutsuz ediyor? Ve emin ol kalarak kendine yazık edersin ve unutma ki her geçen saniye ömrunden.  Haketmeyene bir saniyeni bile harcama. Değer mi? Değmez. Şu gün, şu zaman, şu geçen dakikanın tekrarı yok, ona göre yaşa.


Sonuç olarak gitmen gerektiği yerde "belkiler" kafanı karıştırmasin.  "Belki öyle değildir" , "belki her şey düzelir".  Öyle bir dünya yok. İnan hersey düşündüğün gibi ve inan hiçbir şey duzelmeyecek.  Hadi artık yol alma vakti... 



13 Haziran 2014 Cuma

Bir hayata çok dahil olmamak gerek


Herkesin iyi veya kötü, sıkıcı veya sosyal bir hayatı var. Biz napiyoruz tek başımıza hayatımızı yaşayamiyoruz. Hep birilerini hayatımıza dahil ediyoruz ya da birilerine dahil oluyoruz. Karşıdaki kişi yerine düşünmeye bile başlıyoruz ya da karşımızdaki bizim adımıza düşünüyor. Böyle bir şey olabilir mi ya ? Herkesin kendi aklı fikri düşüncesi yok mu?


Ama biz psikopatiz...  kız arkadaşlarımıza da erkek arkadaşlarımıza  da Böyleyiz. Hep bir beklenti halindeyiz.  Mesela çok yakın kız arkadaşımız başka kız  arkadaşıyla görüştü, bütün gün sizi  aramadi sormadı allaaaaaaaa direk arkadaşlık bitirilir. "Demek o kız benden daha önemli yanindayken hiç halimi Hatrimi sormak aklına gelmedi oysa bugün benim başıma neler geldi, ben bunları senden  başka kime anlayabilirim ama  sen de bana böyle yaparsan bla bla bla bla " diye bu cümle uzaaaarrr gider... kıskançlık gibi bişi bu ama tam kıskançlık da değil. Iki hayatı birleştiriyoruz tek hayat gibi yaşamaya çalışıyoruz. Neden peki ? Ben nedenini bilmiyorum. Hakikaten neden ?


Bir de bunun sevgili durumları var. O daha fena ya..  direk iki hayat tek hayat oluyor. Nefes alsa neden bana söylemedim dicez... her dakka hesap vermek zorunda nerde, ne yaptı, ne yedi, ne içti, kime selam verdi, kimle lafladi.... yanlışlıkla bir tanesini söylemeyi unutsa ve bu sonradan ortaya çiksa bitti, bitti yani o ilişki yalan oldu!


Oysa bırak herkes hayatını yaşasın, başkasını hayatına dahil etmek, başkasının hayatına dahil olmak neden ? Ruhal boşlukta mıyız? Yoksa yalnızlıktan mı korkuyoruz? Yoksa özgüvensiz miyiz?