28 Nisan 2015 Salı

Başlamak için hazır olmayı bekleme

Bir şeye hazır olmayı beklerseniz, kesinlikle kendinizi hazır hissetmezsiniz. Bu nedenle bir şey yapmak istiyorsanız hemen başlayın. Çünkü günlerce, aylarca, yıllarca bekleseniz de kendinizi asla hazır hissetmeyeceksiniz. İster kariyer, ister evlilik planınız olsun, bir şeylere başlamak için hazır olmayı beklerseniz ömrünüz geçecek. Siz yola çıkın, nasıl olsa yumurta kapıya dayanınca... Öyle yani beklemeyin hiçbir şey için. Şu olsun, şu geçsin, şundan sonra şunu yaparım gibi düşünceleriniz varsa, kendinizi kandırıyorsunuz demektir. Çünkü bir şeye başlamak için asla hazır hissetmeyeceksiniz. Diyet, spor, yeni bir iş, kurs ya da yeni bir eğitim... Her ne olursa olsun hazır olmayı/hissetmeyi beklemeyin. O ideal zaman asla gelmeyecek, bu yüzden zamanı kaçırmadan hemen harekete geçin. 

12 Nisan 2015 Pazar

Ben kimim?

Oy sonunda bu başlık altında birtakım şeyler yazmaya karar verdim. Ben kimim? Kimilerine göre çok sivri dilli/sert. Kimine göre çok uysal, çok yumuşak başlı. İkisi de ne kadar çelişkili dimi. İşte bu karşımdaki kişinin tutumuna göre değiştiği gibi benim ruh halime göre de değişiyor. Çünkü hiçbir zaman dışarıya oynamıyorum. Tam olarak nasıl hissedersem oyum. Hayır efendim, sizin sandığınız gibi çok sert ve soğuk bir insan olmadığım gibi, çok yumuşak başlı ve uysal da değilim.

Beni ben yapan maddeleri sıralamak istiyorum:
-İlk sıraya herkesle hemfikir olduğumuz fotoğraf çekinmeyi koyuyorum. Evet, Keri denince fotoğraf, selfie denince Keri akıllara gelir. Gelmeli.
-Sonra çok kıskancım. Aşırı derecede. Yemin ediyorum iliklerime kadar kıskancım. Yani bu kıskançlık oranını tarif etmem mümkün değil, o derece!
-Kıskançlıkla aynı orantıda bir de umursamazım, yani umurumda olmayan insanları zerre sallamıyorum. (argo kelimeler kullandığım için kızan insanlar var ama burası benim dünyam, plss karışmayın ^^)
-Allah ya, yemek yemeyi nasıl 4. maddede akıl edebilirim. Offff, bir hortum gibi sofrada ne var ne yoksa süpürdüğüm doğrudur. Diyetin bozulması bir parça brownie'ye bakar.
-Takıntılıyım. Üff hem de nasıl. Bir konuyu taktıysam kendimi hasta ederim o derece. Hele önemsediğim bir konuysa...
-Duygusalım. Bir insanın bana sesini yükseltmesi ya da acıklı bir video izlemem saatlerce ağlamama neden oluyor.
-Ya unutkanım bir de, unutkan olduğumu ilk sıraya almam gerektiğini bile unuttum. Oysa selfie gibi unutkanlık da ilk maddede yer almalı. Çok unutkan olduğum için genelde insanlara sözler vermekten kaçınırım.
-Bir konuya karşı ilgim yoksa gaza gelmem.  O nedenle çok gaza gelen biri olduğum söylenemez ama zaten ilgimi çeken konularda bir fikrin ortaya atılırsa başı çekerim.
-Aynı doğrultuda heveslerim de kısa sürüyor.
-Ay kararsızım bir de beeeen, karar veremiyorum. Yani ne istediğimi bildiğim zaman anında karar verir ve kesinlikle seçtiğim şeyden dönmem ama aksi durumda günlerce, haftalarca, aylarca düşünürüm.
-Küçük şeylerle mutlu oluyorum. Moralim bozukken, küçücük bir şeyle dünyanın en mutlu insanı oluyorum.
-Çok fazla fikir alıp her zaman kendi bildiğimi okuyorum.
-Mutsuzken de kahkaha atarak poz verebiliyorum. (Bu nedenle insanlar hep neşeli & mutlu olduğumu düşünür; ama bu tamamen fotoğrafa saygı.)
-Olması gereken bir şey olmadığı zaman çok pis çirkefleşebiliyorum.
-İnsanları eleştirmiyorum, yargılamıyorum. Akıl danışılmadığı zaman yorum yapmıyorum. Herkesin kendi aklı fikri var. Bu nedenle insanlar dertlerini rahatlıkla açabiliyor. Çok iyi dinleyiciyimdir.
-Genelde tahminlerim de doğru çıkıyor.
-Bir olayın doğrusunu bilmeden, sadece tahminlerimle kesin  yargıyı koymuyorum.
-Nabza göre şerbet veremiyorum. Gerginse ortam, sonuna kadar gidiyorum, küçücük bir kar tanesinin çığ kadar büyümesine sebep olabiliyorum.
-Bir de en pis huylarımdan birisi: keyfim yerindeyse, çok ciddi konuları bile saçma salak suluklarımla bozabiliyorum. Gevezeliğimden daha önce bahsetmiştim sanırım.
-Kindar mıyım? Değilim sanırım. Kalbimi kıranları unutmuyorum ama o kişileri gördüğümde tekrar yumuşuyorum. Kötü duygular beslemiyorum. Besleyemiyorum. Kızıyorum bazen kendime; çünkü bu insanların tekrar tekrar kötü davranmasına fırsat vermek oluyor.
-Ama bir kere soğuduysam bir insandan, ona tahammül etmem mümkün değil.
-Çok fazla egolu olduğumu sanmıyorum. Hatalarımla yüzleşebiliyorum, daha iyi fikirlere ayak uydurabiliyorum.
-Egoist ve kendini beğenmiş insanlara sinir oluyorum.
-Ruh halime göre insanlara sıcak davranabiliyorken, çok çabuk arkadaşlık kurabilirken; o an keyfim yoksa kesinlikle tek kelime konuşmuyorum.
-Ruh halimi kontrol edemiyorum. Uzun bir süre aynı modda kalamıyorum. 
-Çok çabuk bağlandığım gibi aynı hızda unutuyorum.
-Yolculukları seviyorum, lunaparktaki soluk kesici aletlere binmeye bayılıyorum. Hızı, adrenalini, heyecanı seviyorum. Uçurumun kenarında yürüyüp poz verebiliyorum.
-Kahveyi ve milkshake’i çok çok çok seviyorum.
-Şeker tüketmiyorum ama baklava, donut, ekler gibi şeyler hayatın anlam ve önemi.
-Bir şeyi yapmak istiyorsam yapıyorum, istemiyorsam kendimi ne kadar zorlarsam zorlayayım olmuyor.
-İlahi adalete ve karmaya inanıyorum.
-Enerjiye de inanıyorum ama enerjimi doğru kullanamıyorum. Saçma sapan şeyleri aklımdan geçirip, başıma geldiğinde üzülüyorum.
-Off bir de pozitif bir insan değilim, hep negatif hep negatif.
-Aaaa deli cesaretliyim, kesinlikle üşenmiyorum (hof, tamam bazen üşendiğim oluyor). Tabi canım isteyince.
-Önemsediğim şeyleri çok fena kafaya takıyorum.
-Evimde vakit geçirmeye bayılıyorum. Arkadaşlarımla gezmeyi de seviyorum.
-Kendi kendime kalınca bunalıma giriyorum.
-Sadece 5 dakka içinde 80 tane ruh haline girip, 800 tane fikir değiştirebiliyorum.
-Etrafı dağıtıp, sonra dağınık diye sinirleniyorum.
-Tamam biraz agresifim. Tamam birazdan daha fazla.
-Trip konusunu burda konuşmak istemiyorum. ^^
-Ya bir de son dakkaların insanıyım. Yani şu an dolabımı düzenlemem gerekirken, nerden aklıma geldiyse oturdum bunları yazıyorum.
-Ev işlerinden en çok ütü yapmayı seviyorum, süpürge yapmaktan nefret ediyorum. (tabi ki ev işi yapıyorum, formumu buna borçluyum asdsdasdas (ne formu!))
-Yemek yapabiliyorum; ama genelde yapmıyorum.
-Yemek demişken; çiğ köftenin üzerine waffle, waffle'ın üzerine iskender, onun üzerine de kızartma yemiş insanım, bana iştahtan bahsetmeyin.
-Bir de son madde olarak paçozluğumu eklemek istiyorum. Saç baş dağınık, makyajsız bir şekilde dışarı çıktığım da ne yazık ki doğru. 

Yani ben kimim deyince ilk aklıma gelenler bunlar. Yine çok uzun oldu sanırım, yayınlayıp yayınlamamak konusunda kararsızım.





7 Nisan 2015 Salı

Egoist insanlar hakkında bilmeniz gerekenler

Egoist insanlarla tartışamazsınız; çünkü onlar her konuda haklıdırlar. Kendilerini farklı fikirlere, farklı bakış açılarına kapatırlar. Israrla savunduğu konun haklı olduğuna inandırmaya çalışırlar. Haksızlar ama ısrarla ısrarla inat ederler! Neden? Çünkü onların egoları boylarından daha yüksek. Çünkü onlar için önemli olan “ben biliyorum” durumudur. Ak olan bir şeye kara derler. Herkes bilir ak olduğunu ama onlara anlatamazsınız. Ağızlarından bir kere kara çıkmıştır ve bundan dönmezler. “He evet öyleymiş” deseler egoları zarar görecek çünkü.

Egoist insanlara nasıl dert anlatılır?
Şimdi beyaz olan bir şeye kara diyen egoistlere durumu mümkün değil anlatamazsın. Onun lafının üzerine laf diyemezsin. Aslında onlar da bilirler, görürler beyazı ama işte egoo... Şimdi, böyle bir durumla karşılaşırsanız... Yani egoist birinin yanlış bildiğini, doğrusunun başka olduğunu anlatmak için, durumu onun fark etmesini sağlamanız gerekmektedir. Onun kara dediği şeye, geçip karşısına beyaz derseniz yandınız. Bunun yerine, onun beyaz olduğunu kendisinin anlamasını sağlamanız gerekecek. “Aaa beyaz o. Ben buldum, ben olmasam ne yapacaktınız” düşüncesini yaşatmanız gerekmekte. Yani boş verin doğruyu yanlışı, önce egoyu tatmin edin. Böyledir işte ego, dışarıya “mükemmelmiş”, “hep oymuş”, “enn ennn ennn iyisi oymuş” izlenimi yaratmaya çalışırlar. Bu insanlar, dışarıya kendilerini kanıtlamak için yaşarlar. İki kişi arasındaki samimiyet yetmez bunlara, illa dışarıdaki insanların, egolarını yükseltecek şeyleri görmelerini iterler. Bir egoist der ki: “Ben haklıyım, o kadar!” He bir de bu egoistler,sanki kendileri mükemmelmış  gibi sürekli akıl verirler etrafına... insanlık adına kendini geliştirmiş insanların fikirleri ne kadar değerliyse  benim için, egoistlerin  yorumları ve kendileri de o kadar komik.

Tavsiyem: Ego yorar, haksızsanız eğer kabul edin. Siz de hata yapabilirsiniz, sizin de bilmediğiniz şeyler olabilir. En en en en mükemmel siz değilsiniz!