Hani hayat an'larda
gizli ya...
Bazen bir bakış anı,
bazen bir sözün söylendiği an... İşte bazen öyle anlar var ki hafızaya yazılan,
istesen de silinemiyor. Güzel anların hiç bitmemesini isterken kötülerin hiç
yaşanmamış olmasını dilersin. Hani saniyelik olaylardır aslında ama
yaşanmıştır, geri dönüşü yoktur...
Mesela birini aklınıza
getirin. Hep bir yaşanmışlık sahnesi ile gelir aklınıza. Yürüdüğü, güldüğü,
konuştuğu, yemek yediği, ağladığı... Güzel bir anına şahitlik ettiyseniz
güzeli, kötü bir anına şahitlik ettiyseniz da kötüyü hatırlarsınız.
İşte insanların size
bıraktığı imzalar da böyle. Hep minik anlar, minik detaylar.
Ve işin en trajikomik
yanı ise asla unutmazsınız bu an'ları! Bazıları iyileşmeyecek yaralar olurken,
bazıları ise sıkı sıkıya sarıldığınız umudunuz.
Biri ile mutlu anlar
paylaştıysanız hep mutlu olanı hatırlar hep gülümseyerek anarsınız. Tabi
madalyonun öbür yüzü ise hiç hoş değil. Kötü imzalar ruhu yaralar.
An'da kalın. An'ı
değerlendirin. Geleceğinizi ilmek ilmek işlediğiniz zaman hep şu an'dır!
Kimseye kötü an'lar
yaşatmayın. Benim hayat felsefem "bu da geçer" sözüne dayalı. Her şey
geçiyor, bitiyor, unutuluyor. Ama; işte o birilerinin ruha attığı imzalar
unutulmuyor, telafi edilmiyor.
Hata yaptığınızı fark ettiğiniz an gururnuzun üzerine basıp geri adım atmayı öğrenin. Zira gurur mutlu etmeye yetmiyor.
Hata yaptığınızı fark ettiğiniz an gururnuzun üzerine basıp geri adım atmayı öğrenin. Zira gurur mutlu etmeye yetmiyor.
İyi olmak zorunda
olmasanız da kimsenin ruhuna kötü imzalar atmayın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler, en yakın zamanda inceleyip yayınlayacağım :)