15 Mayıs 2015 Cuma

Her genç kızın yaptığı hatalar


Çok bilmiş bir insan sonunda akıllanırsa, blog konusunu her genç kızın yaptığı hatalar olarak belirler. Gelelim konumuza, gençlikte kafa aynı çalışıyor sanırım: Ne kadar saçmalarsam o kadar sevilirim. Ne kadar oynarsam, entrika çevirirsem o kadar başarılı olurum. (Gerçi bunun yaşla sınırlandırmam yanlış oldu, 30'lu yaşlara gelmiş insanlar da bu tip davranışlarda bulunabiliyor.) Burada şunu söylemek istiyorum: Mutlu olmak istiyorsan sessiz ol, oyun oynama, ne istediğini ve ne istemediğini açık açık söyle. Türlü entrikalarla insanları kendine bağlayamazsın, istediklerini yaptıramazsın. Senin hedefin: oooo bunları görünce çok kıskanacak, çok üzülecek, koşa koşa bana gelecek iken; karşındaki kişinin düşüncesi: of çok sıkıldım, senle artık uğraşamam olacaktır. Ki ben zamanında Booleyn Kızı serisini ve Hürrem Sultan serisini yalamış yutmuş insanım, entrika benden sorulur. Hepsinin sonunda ne oldu? Güçlü olan ayakta kaldı, güçlü olan kazandı... Peki mutlu mu oldular? Kısa süreli başarıları onları mutlu etmeye yetti mi? Ann Booleyn'in (entrika kraliçesi) çok sevdiği kralı tarafından kafası uçuruldu. Hürrem genç yaşta, çevirdiği entrikaların mürüvvetini göremeden gitti. Hee entrika deyince Pucca'yı unutmamak gerekiyor. Kendisini çok seviyorum; ama kesinlikle örnek almıyorum. Ona da bir entrika kraliçesi diyebiliriz. Peki o kazanıyor mu? Hayır, aynı hikayenin başına dönüp duruyor. Neden? Çünkü o işler öyle yürümüyor. Kadın aklıyla erkek aklı aynı çalışmıyor. Sizin oynadığınız oyunlar, karşınızdaki insanı yıpratıyor, yoruyor, uzaklaştırıyor. Erkeklerin entrika çevirecek kadar aklı çalışmıyor (belki çalışıyor ama oyun oynamak onlara göre değil) bu nedenle yoruluyorlar. Uğraşmak istemiyorlar, huzur istiyorlar. 

Diyeceğim şu ki: Mutlu olmak istiyorsanız önce kendi iç huzurunuzu sağlayın, ne istediğinize karar verin. Sonra bunları açık açık dile getirin, kimseyi bir şeyi yapmak için zorlamayın, bir insanın size değer verdiğini görmek için diretmeyin, bırakın karşınızdaki kişi size sevgisini nasıl göstermek istiyorsa öyle göstersin. Sevmiyorsa zaten uğraşıp kendinizi harab etmeyin. Kaçmış bir trenin arkasından koşmak size ne kazandıracak? Kendi egolarınız için karşınızdaki kişiyi harcamayın. (Hmm, bu cümle de güzel oldu, bununla alakalı ilerde bir yazı daha hazırlayabilirim. Çok ciddi bir konu gerçekten.) Karşınızdakinin de bir insan olduğunu ve onun da duyguları olduğunu sakın unutmayın. Bu dünyada kimse sizin şımarıklıklarınıza katlanmak zorunda değil. 

2 yorum:

  1. Merhaba,

    yazınızı sıkılmadan okudum. İç huzurunuzu sağlayabildiniz mi ? Bu anlattıklarınız sadece ilişki için değil, örneği ailenizle aynı şımarıklıkları devam ettiriyor musunuz ? Bütün olarak mı arındınız, aydınlandınız ? Çünkü aksi takdirde sadece bir blog yazısı olarak kalmakta bu söyledikleriniz.

    YanıtlaSil
  2. Yazımı sıkılmadan okuduğunuz için teşekkürler. Tüm bu sorularınızın cevaplarını da yaşayarak göreceğiz.

    YanıtlaSil

Yorumunuz için teşekkürler, en yakın zamanda inceleyip yayınlayacağım :)